Millî Mücadele Dönemi
Atatürk / Cepheler / Muharebeler / Millî Mücadele'de Deniz Harekâtı


Millî Mücadele dönemi, geçmişi parlak zaferlerle dolu olan Türk denizciliğinin acı ve hüzün dolu sayfalarından birisini teşkil etmektedir. Ancak Millî Mücadele esnasındaki olumsuz koşullar, Türk denizcisinin doğasında var olan vatan ve millet sevgisini yok edememiş, bazı denizciler gizlice Anadolu’ya geçerek kara savaşlarına fiilî olarak katılmış, bazıları ise Karadeniz’de ve Marmara’da ülkenin harbe devam azim ve iradesini güçlendirecek lojistik nakliyatı kanları ve canları pahasına idame ettirmişlerdir. İstanbul’da kalan denizciler ise Muavenet-i Bahriye Cemiyetini kurarak, Millî Hükûmetin deniz gücünü personel ve materyal olarak desteklemiş ve aynı zamanda Millî Kuvvetlere istihbarat desteği sağlamıştır.



Mondros Mütarekesi hükümleri gereğince Turgutreis, Hamidiye ve Mecidiye kruvazörleri, işgal kuvvetleri tarafından duruş ve vuruş güçleri zayıflatılarak Haliç’te atıl olarak tutulmuş; Yavuz zırhlısı ise Haliç’te deniz trafiğini aksatabileceği endişesi ile cephanesi alınmış ve topları sökülmüş olarak İzmit’e nakledilmiştir. Bu dönemde sadece, Marmara’da sahil güvenlik hizmetleri için kullanılan Akhisar ve Draç torpidobotları ile aynı görev için İzmir’e gönderilen Hızırreis gambotu ve Saros Körfezi’nde mayın temizleme faaliyeti ile görevlendirilen Nusret ve Tir-i Müjgân mayın gemileri görev yapmıştır.


İstiklal Harbi başlamadan Bahriye Nezareti tarafından karakol görevi ile 1919 yılının Şubat ayında Preveze gambotu Sinop’a, Aydınreis gambotu Trabzon’a gönderilmiştir. Preveze ve Aydınreis gambotları 1919 yılı sonlarına kadar kömür sağlanamadığı için limanda kalmıştır. İstiklal Harbi başladığında ise bu iki gambot, İstanbul Hükûmetinin bütün zorlamalarına rağmen İstanbul’a geri dönmeyip Millî Hükûmetin emrine girmiş ve İstiklal Harbi nakliye filosunun çekirdeğini oluşturmuştur.

İstiklal Harbi’nin gelişim sürecine paralel olarak çeşitli yollardan sağlanan büyüklü küçüklü teknelerle bir nakliye filosu kurulmuş ve bu filo, millî cepheleri harp boyunca bütün gücüyle desteklemiştir.


İstiklal Harbi 1920 yılında ana çizgileriyle ortaya çıkmış ve kazanılan başarılardan sonra kesin zafere ulaşmak için Batı Cephesi’nin önem ve önceliği daha da artmış ve bunun neticesinde Karadeniz üzerinden silah, cephane ve her türlü malzemeyi ihtiva eden lojistik nakliyatı idame yaşamsal bir boyut kazanmıştır. Bu maksatla Karadeniz’de kaçak olarak bir deniz nakliyat teşkilatının meydana getirilmesi hayati bir harekât ihtiyacı olarak ortaya çıkmıştır. 10 Temmuz 1920 günü Millî Müdafaa Vekâletine (Millî Savunma Bakanlığı) bağlı olarak “Umur-ı Bahriye Müdürlüğü” teşkil edilmiş ve bu kuruluşa, öncelikle Karadeniz’deki deniz nakliyatını tesis ve idame etme görevi verilmiştir. Ayrıca mevcut deniz teşkilleri de bu müdürlüğe bağlanmıştır.


                  
Bu kuruluş; mahalli tekneler ve gönüllüleri son derece başarılı bir şekilde örgütlemiş, düşman gemilerinin hareketlerini izlemek üzere güvenilir bir istihbarat ağı tesis etmiş ve bu nedenle lojistik nakliyat, en uygun zaman ve mekân koordinesi ile başarıyla sürdürülmüştür. Ankara’da kurulan Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükûmeti, Rusya ile askerî malzeme yardımı konusunda anlaşma sağlamıştır. Bu maksatla, 21 Eylül 1920 tarihinde kurulan Trabzon Kaçakçı Müfrezesi, Millî Müdafaa Vekâletinin 26 Ekim 1920 tarihli talimatı ile Trabzon Nakliyat-ı Bahriye Müfreze Kumandanlığı adını almıştır. İstiklal Harbi’nin müteakip safhalarında Deniz Kuvvetlerine, özellikle de deniz nakliyatına olan ihtiyacın artması ve bu yönde kullanılan deniz vasıtalarının nitelik ve niceliğinin büyümesi sebebiyle “Umur-ı Bahriye Müdürlüğü” teşkilatı genişletilmiş ve bu müdürlük, 01 Mart 1921 tarihinde Millî Müdafaa Vekâletine bağlı olarak “Bahriye Dairesi Reisliği” adını almış; İzmit, Samsun, Amasra Bahriye Kumandanlıkları ile Trabzon Nakliyat-ı Bahriye Müfreze Kumandanlığı, Karadeniz Ereğli Nakliyat-ı Bahriye Kumandanlığı, Eğridir Gölü Bahriye Müfrezesi ve Fethiye Bahriye İhtiyat Grubu bu reislik emrine verilmiştir.

Marmara Denizi’nde nakliyat faaliyetlerinin önem kazanması ve İzmit Körfezi’nin savunulması maksadıyla 28 Haziran 1921 günü İzmit Bahriye Kumandanlığı kurulmuştur. İzmit Bahriye Kumandanlığı bölgedeki deniz nakliyatını idame faaliyetlerinin yanı sıra, Birinci Dünya Harbi’nde tahrip edilmiş olan demir yolu köprülerini onararak kara nakliyatına da önemli katkılar sağlamıştır.

Deniz subayları tarafından 01 Ocak 1921 tarihinde kurulmuş olan Samsun Bahriye Kumandanlığı ise daha ziyade diğer deniz birliklerinin er ihtiyacını karşılayacak çalışmalar yapmış ve bu birliklere eğitimli deniz erleri sevk etmiştir. Pontus Rum çetelerine karşı da büyük mücadeleler veren bu Komutanlık, 1929 yılında lağvedilmiştir.

Amasra Bahriye Kumandanlığı: Karadeniz’in batı kısmında ve Boğaz bölgesinde düşman unsurlarına yönelik olarak öncelikle keşif gözetleme faaliyetleri icra etmiş, çıkan fırsatlardan istifade ile zaman zaman taarruzi roller üstlenmiştir.



Karadeniz Ereğli Nakliyat-ı Bahriye Kumandanlığı, İstanbul-Akçakoca ve Trabzon-Akçakoca arasında yapılan deniz nakliyatını sevk ve idare etmek, aynı zamanda bölgesindeki nakliye gemi ve araçlarına lojistik destek ve üs kolaylıkları sağlamak üzere 17 Nisan 1921 tarihinde Ereğli’de kurulmuştur. Bu komutanlık, Batı Karadeniz’de nakledilen askerî malzemeye ilişkin kayıtları da tutmuş ve Bahriye Dairesi Reisliğine bu konuda günlük raporlar vermiştir.

Ege ve Doğu Akdeniz bölgelerinde, 16 Mart 1921 tarihinde kurulmuş olan Fethiye Bahriye İhtiyat Grubu ile Liman Reislikleri, kıyı kontrolü, istihbarat toplama, nakliye ve sahil güvenlik görevleri icra etmişlerdir. Diğer taraftan, Eğridir Gölü Bahriye Müfrezesi ise Antalya’ya gelen askerî malzemenin Batı Cephesi’ne Eğridir Gölü üzerinden nakledilmesinde görev almıştır. Ülke çapındaki tüm bu lojistik destek faaliyetleri, Ankara’da ana karargâhı bulunan Bahriye Dairesinin üstün görev anlayışı ve titizlikle yaptığı planlamalar sayesinde başarı ile yürütülmüştür. Hem Karadeniz’de hem de Marmara’da görev yapan nakliye gemileri, yaşlı ve düşük süratli olmalarına, tahkim edilmemiş üs ve limanlara istinaden harekât icra etmelerine ve korunmasız olarak seyir yapmalarına rağmen adetâ mucizeler yaratmış; üstün bir görev anlayışı, cesaret ve feragatle deniz nakliyatını sürdürmüştür.

Millî Mücadele süresince Karadeniz’deki lojistik nakliyat faaliyetleri kapsamında, irili ufaklı 26 tekne ile toplam 300 bin ton malzeme Sovyetler Birliği’nin Karadeniz limanlarından Türk limanlarına taşınmış ve bu suretle Anadolu’daki cepheler desteklenmiştir. Ayrıca, düşmanın ağır baskı ve engellemelerine rağmen bir avuç kahraman denizcinin çabaları ile İstanbul’dan deniz yolu ile İnebolu, Samsun, Yalova, Karamürsel ve İzmit’e gizli ve kaçak yollarla cephane ve malzeme sevk edilmiş; bu
girişimler Millî Kuvvetlerin hem direncini artırmış, hem de moral ve motivasyonunu en üst düzeye çıkarmıştır.



Türk denizcileri, İstiklal Harbi’nde belki de harbin kaderini değiştiren stratejik nakliyatı başarıyla tesis ve idame etmenin haklı gururunu taşımakta, o dönemin kahramanlarını saygı ile anmaktadır.

Tüm gemilerin büyük çaba ve fedakârlıklarının yanı sıra Alemdar römorkörünün kahramanlığı Türk denizciliğinin gurur abidelerinden birisini teşkil etmektedir.

Alemdar, İstanbul’dan işgal kuvvetlerinin kontrolünden gemi kurtarma bahanesi ile Karadeniz Ereğli’ye kaçırılmış; Fransızlar daha sonra gemiyi yeniden kontrole alarak İstanbul’a geri götürme planları yaparlarken personel kahramanca gemiye el koyarak 09 Şubat 1921 günü Alemdar’ı Ereğli’de baştankara etmiştir. Daha sonra Alemdar, Trabzon’a intikal etmiş ve çok değerli hizmetlerde bulunmuştur. ATATÜRK, bu dönemdeki Deniz Kuvvetlerinin faaliyetini şöyle açıklamıştır: “Düşman ablukasına ve sahip olduğu kısıtlı deniz araçlarına rağmen Bahriyemizin mensupları Karadeniz’de birkaç gemi ile harikalar göstererek hiçbir şey kaybetmeksizin deniz nakliyatını sağlamak suretiyle teşekküre değer hizmetler yapmışlardır.”

Kaynak: Dz.K.K.lığı, İnternet Sitesi, Deniz Kuvvetleri Tarihçesi, Millî Mücadele Dönemi (1919-1922).