Millî Mücadele Öncesi Dönemi
Atatürk / Cepheler / Sina-Filistin-Suriye Cephesi
Birinci Dünya Savaşı’nda Osmanlı Devleti’nin savaştığı cephelerden biri de Sina-Filistin-Suriye Cephesi’dir. Buradaki askerî harekatlar; Birinci Kanal Seferi (28 Ocak-3 Şubat 1915), İkinci Kanal Seferi (27 Temmuz- 5 Ağustos 1916) ve Osmanlı ordusuna karşı gerçekleştirilen İngiliz genel karşı taarruzundan (31 Ekim 1917-30 Ekim 1918) meydana gelmektedir.
Alman Başkomutanlığı, Süveyş Kanalı’nı ele geçirerek İngiltere’nin Hindistan ile irtibatını kesmek ve böylece İngilizlerin, Hindistan’dan getirecekleri askerlerle Avrupa cephesini takviye etmelerine engel olmak amacındaydı. Enver Paşa da Mısır’ı tekrar etki altına almak suretiyle Müslüman dünyasındaki saygınlıklarını artıracaklarını umuyordu.
Kanal harekâtı için Suriye’de bulunan 4’üncü Ordu görevlendirilmiş, komutanlığına Bahriye Nazırı Cemal Paşa atanarak, 6 Aralık 1914’te göreve başlamak için Şam’a gitmiştir. Başarısızlıkla sonuçlanan Birinci Kanal Seferi’nde 4’üncü Ordu birlikleri Sina Çölü’nü boşaltarak Gazze-Birüssebi-Maan hattına çekilmiştir. Kanal’a ikinci kez yapılan Türk taarruz girişimi de başarısızlıkla sonuçlanmış, 14 Ağustos 1916’da Türk birlikleri el-Ariş’te toplanmıştır. Tüm bu gelişmeler, İngilizleri, Kanal’ın doğusuna geçerek Sina-Filistin’i ele geçirmeye hatta bütün Suriye’yi işgal etmeye yöneltmiştir.
22 Aralık 1916’da başlayan genel karşı taarruz ile İngilizler, el-Ariş’i ele geçirmiş, Türk birlikleri ise Gazze-Şeria-Birüssebi hattında savunma için Sina Çölü’nden tamamen çekilmiştir. Bu mevzie karşı İngilizler taarruza geçmiş, Birinci Gazze (26 Mart 1917) Muharebesi’nde Türklerin direnişleri karşısında çok ağır kayıplar vererek geri çekilmişlerdir. İkinci Gazze Muharebesi (19 Nisan 1917)’nde İngilizler, donanmanın da desteğinde ve daha geniş bir cepheyle taarruzlarını yinelemişlerse de başarı sağlayamayarak geri çekilmişlerdir.
Gazze muharebelerinden kısa bir süre önce Bağdat’ın İngilizler tarafından işgali (11 Mart 1917), İngilizlerin etkilerini artırmalarını sağlamış, Arap ülkelerinde ise Türklere olan güveni azaltmış ve Arap ayaklanmaları baş göstermiştir.
31 Ekim 1917’de İngilizler Gazze-Birüssebi hattına taarruza geçmiş, Üçüncü Gazze Muharebesi olarak anılan bu muharebede Türk mevzileri yarılmıştır (7 Kasım 1917). Türk birlikleri Kudüs-Yafa hattına çekildiyse de İngiliz taarruzlarını durdurmak mümkün olmamıştır. 9 Aralık 1917’de Kudüs düşmüş, Türk birlikleri Kudüs’ün kuzeyine çekilmek zorunda kalmıştır. Bunun üzerine Yıldırım Ordular Grubu Komutanı General Falkenhayn görevden alınarak yerine Liman von Sanders atanmış ve Türk kuvvetleri yeniden teşkilatlandırılmıştır. Yafa ile Lut Gölü arasındaki mevzide kuvvetler tertiplenmiştir.
19 Eylül 1918’de taarruza geçen İngilizler, Nablus Meydan Muharebesi’nde bu cepheyi yarmış, 20 Eylülde İngiliz Süvarisi Nasıra’daki Yıldırım Orduları Grubu karargâhına kadar girmiştir. 21 Eylül'de Ordular Grubu Komutanı Der’a’ya çekilme kararı vermiştir.
7’nci Ordu Komutanı Mustafa Kemal Paşa, düşman süvarisini Bisan’da durdurmayı başarmış, böylece Türk kuvvetlerinin Şeria Nehri doğusuna geçişini güvence altına almıştır. 1 Ekim’de Şam’ın düşmesi ile beraber Liman von Sanders komutayı Mustafa Kemal Paşa’ya bırakarak karargâhıyla Adana’ya çekilmiş; 25 Ekimde Halep, İngiliz ve Arap kuvvetlerinin eline geçmiştir. Mustafa Kemal Paşa’nın, emrindeki kuvvetlerle İskenderun-Cerablus mevzisinde (Bu hat Türk İstiklal Harbi sırasında millî sınır olarak kabul edilmiştir) İngiliz taarruzlarını durdurmaya çalıştığı günlerde Mondros Mütarekesi imzalanmıştır.
Sosyal Medya